Toryum-232 tabanlı yakıt kullanımıyla elde edilen parçalanabilir
uranyum-233’ün güç üretimi için taflıdığı avantajların çekiciliği karşısında,
Carlo Rubbia adında bir fizikçi, toryum temelli ve kendi adıyla anılan bir
enerji santralı tasarımı geliştirmiş. Bu tasarımda Th-232, nötron yerine yüksek
enerjili proton bombardımanıyla U-233’e dönüştürülüyor:
90Th232 + 1p1 _
91Pa233 _ 92U233 + -1_0
Tabii bir de, ortaya çıkan U-233’ü fisyona uğratacak nötronlar lazım.
Rubbia’nı n tasarımı bunu, hiç değilse başlangıçta, kurşun gibi ağır
çekirdeklerin, yine protonlarla bombardımanı sonucu parçalanarak nötron üretmesi
temelinden yararlanarak başarmayı hedefliyor. Buna ‘primerleme’ deniyor ve
proton ışını kesildiğinde, ortada dolaşan nötronlardan bazıları Th-232
çekirdekleri tarafından yutularak bunları U-233’e dönüştürürken, diğer bazıları
mevcut U-233’lere çarparak bunların fisyonuna yol açıyor. Ancak U-233
fisyonundan;
92U233 + 0n1 _ fisyon ürünleri +
2 0n1
yalnızca iki nötron çıkıyor olmasının önemli bir sonucu var: Proton ışını
kesildikten sonra, bir zincirleme reaksiyon devam edemiyor. Çünkü bunun mümkün
olabilmesi için, iki nötrondan birinin bir Th-232 çekirdeğini U-233’e
çevirirken, diğerinin de mevcut bir U-233 çekirdeğini fisyona uğratması; yani
her iki nötronun da %100 verimle kullanılabilmesi lazım. Oysa bu olanaksız.
Çünkü, nötronlardan bazılarının sistemin dışına kaçması, bazılarının da fisil
olmayan çekirdekler tarafından yutulması kaçınılmaz. Dolayısıyla, proton ışını
kesildiğinde, fisyonlar duruyor. Ancak bu arada meydana gelmiş olan çekirdek
parçalanmaları sonucu, protonların ivmelendirilmesi için harcanan enerjinin 60
katı kadar enerji elde edilmiş oluyor. Bu yüzden de Rubbia’nın tasarımına
‘enerji yükselteci’ deniyor. Hem de, tasarımda yakıt hammaddesi olarak sadece
toryum kullanıldığından ve doğal toryum %100 Th-232 izotopundan oluştuğundan,
uranyumda olduğu gibi bir zenginleştirme işlemine gerek kalmıyor.
‘Toryum Temelli Enerji Yükselteci’nin kalbi, şekilde görüldüğü gibi; toprak
düzeyinin altına yerleştirilmiş, 30 m yüksekliğinde ve 6 m yarıçapında, çelik
bir silindir kap biçiminde tasarımlanıyor. İçi yaklaşık 10,000 ton kurşunla dolu
olan kabın alt kısmında, yakıt hammaddesini oluşturan toryum bulunuyor.
Yukarıdan aşağıya, bu toryum malzemesine doğru, bir proton ivmelendiricisi
uzanıyor. Protonlar ‘parçalanma bölgesi’ne vardıklarında, bir yandan Th-232’yi
U-233’e çeviriyor, bir yandan da kurşun çekirdeklerini parçalayarak, U-233’ün
fisyonu için gerekli nötronları üretiyor. Çoğunlukla fisyon ürünlerinin kinetik
enerjisi olarak açığa çıkan enerji, kurşunu ısıtıp eritiyor. Isınan kurşun,
çelik kap içerisinde, doğal konveksiyonla yükseliyor. Dolayısıyla, bir yandan da
soğutucu görevi görüyor. Kabın kendisiyse dışından, havanın zorlamalı
konveksiyonuyla soğutuluyor.
Tasarım çekici görünmekle birlikte; örneğin çelik kabın, 1200 santigrad
dereceye kadar ısınan kurşunun içinde erimesi gibi; ciddi bazı mühendislik
problemlerinin aşılmasını gerektiriyor. Şimdilik, bilgisayar benzetişimleri ve
küçük ölçekli bazı testleri yapılmış. CERN’den başka, ABD, Japonya ve Rusya’da
da laboratuar ölçeğinde çalışmalar planlanıyor. Ama sistem, çalışan bir prototip
olarak henüz ortada yoktur.
Kaynak: Nükleer Enerji, Yeni Ufuklara eki Bilim ve Teknik Dergisi sayfa 10 ağustos-2004 sayısı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder