8.10.2012

Türk mühendislerince geliştirilen ''T-Zırh'' , ihraç edilmeye başlandı.

Nurol Teknoloji AŞ Genel Müdürü Tunç Batum, 2 yıl önce geliştirdikleri T-Zırhı, bor karbür, seramik ve kompozit malzeme kullanarak tasarladıklarını ve bu alanda Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdiklerini anlattı.
Klasik çelik zırh yerine seramik-kompozit bileşimi zırh kullandıkları için özellikle Orta Doğu ülkelerinden araç zırhlama konusunda çok talep aldıklarını belirten Batum, ''Çelik, araçlara çok ciddi yük getiriyor ve aracın birçok özelliği bozuluyor. Ayrıca bizim geliştirdiğimiz zırhlar, çelikten çok daha dayanıklı. O anlamda biz ürünümüzle gurur duyuyoruz ve ihracata da başladık. Sivil araçlarda yüzde 100 koruma sağlayan zırhlarımız bugün Orta Doğu ülkelerine ihraç ediliyor'' dedi. Batum, şu anda 45 milyon dolarlık ihracat bağlantısı yaptıklarını söyledi. Şu anda TSK için özel amaçlı balistik koruyucu yelek ürettiklerini anlatan Batum, şöyle devam etti:

17.09.2012

Uygun Ses Dalgası Cismi Hareketlendirebilir

Ses dalgalarıyla oluşturulan akustik basınçla yerçekimini ortadan kaldırdılar. Argonne Ulusal Laboratuarında bilim adamları cisimleri havada tutmak için ses dalgalarını kullanıyor. İki ayrı hoparlörden oluşan cihaz insanların duyamayacağı frekans üretebiliyor. Ses dalgalarının oluşturduğu akustik basınç yerçekimini iptal edebiliyor. Bu sayede hafif cisimler havada kalması sağlanabiliyor.

11.09.2012

Supergravitasyon Kuramı - Keşfi ve ilk Yılları

Süpergravitasyon kuramı 26 yıl önce, 1976 Nisan ayında açıklandığında fizikçiler arasında büyük heyecan uyandıran bir olay olmuştu. O günlerde doğanın temel etkileşim kuvvetlerinden üçünü (elektromanyetik kuvvetle atom çekirdekleri içinde etkin olan zayıf ve şiddetli etkileşim kuvvetlerini) kapsayan birleşik, kuantumlu ayar alan kuramları, artık genel kabul görmeye başlamışlardı. Bugün standart model adı verilen bu birleşik alan kuramlarına, bir anlamda doğadaki en önemli etkileşimleri, yani gravitasyon ya da başka bir deyişle kütleçekim kuvvetlerini dahil etmek, çok önem kazanan bir sorun haline gelmişti. Bu sorun daha doktoramı yaparken ilgimi çekmekteydi. 
Tezimi 1976'da ODTÜ'de verdikten sonra aynı yıl Boston'a, süpergravitasyon kuramını keşfedenlerin yanına gittim ve sonraki gelişmelerin içinde yaşadım; konuya katkılarım oldu. Bugün süpergravitasyon kuramlarının, o ilk heyecanlı günlerinde gibi temel nitelikte olmadıkları anlaşılmış bulunuyor. Ama bu kuramlar önemlerini yitirmiş değiller. Çünkü, sonraki yıllarda herşeyin kuramı olma iddiasıyla ön plana çıkarılan süpersicim modellerinin fiziksel öngörüleri, ancak birer etkin kuantumlu sicim alan kuramı gibi yorumlanan 10 boyutlu süpergravitasyon kuramları kapsamında verilebilmekte. Bu yazıda kuantumlu gravitasyon kuramlarını kapsayan daha genel bir bakış açısından ve kendi yaşadıkları mı da katarak süpergravitasyon kuramlarının keşfini ve ve ilk yıllarını anlatacağım.

Pertürbasyon Kuramı (Bir Yaklaştırım Yöntemi)

Süpersicim kuramının olağanüstü matematiksel zorluğundan dolayı, kuramı tanımlayan denklemleri yazmak ve bu denklemlere çözümler bulmak için fizikçiler pertürbasyon kuramı denen bir “yaklaştırım” yöntemi kullanırlar. Bu yöntemde önce sözkonusu soruya, yaklaşık bir yanıt verilmeye çalışılır ve daha sonra bu yanıt, ayrıntıların üzerinde gittikçe daha fazla durularak iyileştirilmeye çalışılır. Bu yöntem sicim kuramından daha önce alan kuramlarında çok büyük bir başarıyla kullanılmıştı. Ancak bir yaklaştırım yöntemi, eninde sonunda bir yaklaştırım yöntemidir bu şekilde analiz edilen bir kuramın tam olarak anlaşıldığı söylenemez. Yöntemin başarısı, kuramdaki bir sabitin değerine sıkı sıkıya bağlıdır. Buna çiftlenim sabiti denir. Bir ipliğin kopup kopmaması, onu çeken kuvvete ve ipliğin dayanma gücüne nasıl bağlıysa, bir süpersicimin de, sicimler arası etkileşimde bir başka süpersicime bağlanması ya da iki ayrı parçaya ayrılması, o süpersicimi tanımlayan kuramdaki çiftlenim sabitinin değerine bağlıdır. Eğer bu sabitin değeri 1’den küçükse, sicimler birbirleriyle zayıfça etkileşirler.

Kaç Sicim Kuramı var ?

Bozonik sicim kuramı 26- boyutludur ve düşük enerjide içerdiği parçacıklardan birinin kütlesinin karesi negatiftir. Böyle parçacıklara takyon denir. Takyonlar ışık hızından hızlı hareket ederler ve böyle bir kuramda boşluk kararlı olamayacağından, takyonlar kuramda olması istenmeyen parçacıklar. Bozonik sicim kuramı, fer miyonları da kapsamadığından gerçekçi bir kuram değil.
10 boyutta 5 tane tutarlı sicim kuramı bulunur. Bunların hepsi süpersimetriktir ve graviton (dolayısıyla kütleçekimini) içerirler. Aralarındaki ilk fark, sicimin açık ya da kapalı olmasıdır. Sırf kapalı sicimle tutarlı bir kuram geliştirilebilirken, açık sicim kuramlarında kapalı sicimler de olur. Açık sicim içeren tek kuram, Tip I’dir. Bu 5 kuram, içerdikleri süpersimetrik parçacık sayısı bakımından da ayrılıyorlar. Tip II kuramlarında, diğerlerinden daha fazla parçacık bulunuyor. Tip IIA’yı IIB’den ayıran özellikse, sağ-sol simetrisi. Tip IIB kuramında, kütlesi sıfır olan fermiyonlar yalnızca belli bir yönde dönerlerken, Tip IIA’da fermiyonlar her iki yönde de dönebilirler. İki melez sicim kuramını birbirinden ayıran şeyse simetri grupları. İlk bakışta, bu 5 kuramdan bizim yaşadığımız evreni tanımlamaya en uygunu, Melez E8xE8 modeli. E8 grubu, standart modelin simetri grubunu, yani SU(3)xSU(2)xU(1)’ı kapsar ve fazladan parçacıklar, kozmolojideki karanlık madde problemi için işe yarayabilir. Hem bu melez modelde de, tıpkı standart modeldeki gibi, sağ-sol simetrisi bulunmuyor. Sicim kuramına ilişkin çalışmalar 1984’te Michael Green ve John Schwarz’ın, bu kuramın anomalilerden arınmış olduğunu göstermeleriyle büyük bir ivme kazandı. 

Sicim Kuramı Hakkında Bilgi

Sicim kuramının ana varsayımı, maddenin yapıtaşlarının nokta parçacıklar değil, 1-boyutlu sicimler olduğu. Bu sicimler ayakkabı bağı gibi açık ya da bir halka şeklinde kapalı olabilirler. Sicimler olağanüstü kısa. Tipik uzunlukları 10-33 cm. Bu öylesine küçük bir sayı ki, gündelik hayatımızda ve hatta standart modelde bu uzunluğu ihmal edip sicimleri bir noktaymış gibi düşünebiliriz. Ancak kuramsal hesaplamalarda bu sayı birazdan anlatacağımız önemli farklara yol açmaktadır. Bir keman telinin değişik titreşimlerinin değişik sesler vermesi gibi, bir sicimin de farklı titreşim kipleri (modları) var. Her bir kip, farklı bir kütleye ve farklı kuantum özelliklerine sahip. Böylece, doğada gördüğümüz nötron, proton gibi parçacıkları tek bir sicimin değişik titreşimleri gibi düşünebiliriz.

9.09.2012

Nükleer Silah Hakkında Biraz Bilgi

Nükleer silahlar nükleer enerjinin, büyük miktarlarda ve ani denilebilecek kısa sürelerde, kontrolsüz şekilde üretimine dayalıdır. Nükleer enerjise, ya çekirdek parçalanması ya da fisyon, ya da çekirdek birleşmesi ya da füzyon yoluyla elde edilir. Fisyon olayında, örneğin U-235 gibi bir çekirdek, nötron bombardımanına tabi tutulduğunda, bir nötron yutarak parçalanır ve 2 ya da 3 nötron çıkarır. Böyle çekirdeklerin, parçalanabilir ya da ‘fisil’ olduğu söylenir. Açığa çıkan nötronlardan bazıları, ortamın dışına kaçarak ya da ilgisiz çekirdekler tarafından yutularak ‘ziyan’ olurken, bazıları diğer U-235 çekirdeklerine çarpıp yeni fisyonlara yol açar. Eğer bir uranyum kütlesinde ortalama olarak, fisyona yol açan her nötron başına açığa çıkan nötronların; ‘birden fazlası, biri ya da birden azı’ tekrar fisyona yol açabiliyorsa, uranyum kütlesinin ‘süperkritik, kritik ya da alt kritik’ olduğu söylenir. Geometrisine ve kimyasal bileşimine bağlı olarak, olası en küçük kritik kütle 7-8 kg düzeyindedir.

Nükleer Enerji Hakkında Bazı Sorunlar

Nükleer santrallerdeki plütonyum, atom bombası yapımı için uygun nitelikte mi? 
Nükleer bir santralde üretilen plütonyum Pu-239, Pu-240, Pu-241, Pu-242 izotopları halinde ortaya çıkar. Bunlardan çift sayılı izotoplar kolay fisyona uğramayan, dolayısıyla parçalanabilir olmayan izotoplar. Tek sayıda olanlarsa, yani Pu-239 ve Pu-241, fisyona yatkın izotoplar. Ama nükleer reaktörde bu iki tür bir arada bulunduğundan, yakıt kirlidir. Bomba malzemesi yapmak için çift sayılı izotopların ayıklanması gerekir. Bu da oldukça teknik ve bir hayli pahalı zenginleştirme işlemleri gerektirir. Öte yandan aynı yakıt kompozisyonunu, araştırma reaktörlerinin yakıtından elde etmek de mümkün. Dolayısıyla bomba malzemesi yapmak amacıyla nükleer güç santrallerine yönelmek hiç de akılcı bir yol değildir. 
Nükleer enerji reaktörleri ve araştırma reaktörleri arasındaki nitelik farkı nedir? 
Nükleer enerji santralleri boyut olarak daha büyük olduklarından, görece az düzeyde zenginleştirilmiş uranyum kullanırlar. Bunun anlamı, yakıtın çok büyük kısmının parçalanamaz U-238 izotopundan, yalnızca %1,5-%3lük kısmının parçalanabilir U-235 izotopundan oluşuyor olması. Halbuki araştırma reaktörleri çok daha küçük hacimli olduklarından, çok daha zengin yakıt kullanmak zorundadırlar. Yani yakıtın yaklaşık %98-%99’a varan bir kısmı parçalanabilir U-235 izotopundan oluşur. Böyle bir reaktörün yakıtını doğrudan uranyuma dayalı bir bomba yapmak üzere kullanmak mümkün olabilir. 

Nükleer Artık Sorunu Hakkında

Nükleer atık sorununa çözüm, özellikle ABD için acildir. Nedeni 2003 yılı itibariyle ülkedeki nükleer enerji santrallerinde 40.000 ton kullanılmış atık yakıt birikmiş olması. Bu miktarın 2035 yılında 105.000 tona yükselmesi bekleniyor. Hükümetin, katı yakıt çubukları biçimindeki bu atıkları depolamak için bir yol bulması gerekiyor. Çünkü bu atıklar geçici olarak nükleer santrallerin soğutma havuzlarında tutuluyor ve ülkede bulunan 131 nükleer santralin soğutma havuzu da hemen hemen dolmuş gibi. Ülke nüfusunun yaklaşık yarısı, bu nükleer tesislere 120 kilometreden daha yakın yerleşim birimlerinde yaşıyor. Ticari santral atıklarına ek olarak ABD’nin güvenli bir biçimde saklamak zorunda olduğu yüksek düzeyde radyoaktif atıklar da var.

Süperkritik Su Soğutmalı Reaktör Sistemi

Yüksek sıcaklıkta, yüksek basınçta suyla soğutulan reaktör (şekilde), suyun termodinamik kritik noktasının (374°C, 22,1 megapascal) üzerindeki (süperkritik) sıcaklıkla çalışıyor. Süperkritik soğutma suyu, günümüzde kullanılan hafif su reaktörlerininkinden üçte bir daha fazla termal verim sağlamasının yanı sıra, santralin kararlılığının basitleştirilmesine de olanak tanıyor. Santral kararlılığının basitleşmesinin nedeni, soğutucunun reaktör içinde faz değişikliğine uğramaması ve doğrudan güç çevrim sistemine bağlanabilmesi. Standart sistem, 1700 megawatt gücünde bir reaktör. Çalışma basıncı 25 Mpa. 510°C’lik reaktör çıkış sıcaklığı, 550°C’ye yükselebilir. Kullanılan yakıt, uranyum oksit. Basitleştirilmiş kaynar su reaktörlerindekilere benzer pasif güvenlik özellikleri taşıyor. SCRW sistemi, temel olarak verimli elektrik üretimi için tasarlanmış. Ancak, kalp tasarımında iki ayrı seçenekle aktinid azaltmak için de kullanılabiliyor. SCRW termal ya da hızlı bir spektruma sahip olabilir. Bu nedenle de iki yakıt döngü seçeneğiyle çalışabilir. Bunlardan birincisi, hızlı spektrum reaktörüyle çalışan açık yakıt döngüsü, ikincisiyse, hızlı spektrum reaktörüyle çalışan ve aktinidleri yeniden işlemek için merkezi konumlu sıvısal işleme tesisi içeren kapalı yakıt döngüsüdür.
Kaynak : Bilim ve Teknik Dergisinin eki olan Yeni Ufuklara ekinin Ağustos-2004 sayından alınmıştır.

Çok Yüksek Sıcaklık Reaktör Sistemi

Grafit yavaşlatmalı, helyum soğutmalı, tek kullanımlı uranyum yakıt döngüsüne sahip bir reaktör (aşağıdaki şekil). Kalp çıkış sıcaklığı 1000°C olan ısı sağladığından, hidrojen üretimi ya da petrokimya ve benzeri sanayiler için çalışma ısısı olarak kullanım alanları var. Standart reaktör, 600 megawatt’lık, çalışma ısısı sağlamak için bir ara ısı değiştirgecine bağlanmış bir kalp. Reaktör kalbi, halen Japonya’da kullanılan HTTR gibi bir prizmatik blok reaktörü, ya da Çin’de deney amaçlı kullanılan HTR-10 gibi bir çakıl yataklı reaktör olabilir. Hidrojen üretimi için sistem, termokimyasal iyot-kükürt sürecinde etkin biçimde kullanılabilecek ısı sağlayabilir. VHTR sistemi, çok çeşitli bir yelpazede elektrik kullanımına dayanmayan, yüksek sıcaklık gerektiren enerji yoğun süreçlere çalışma ısısı sağlamak üzere tasarlanmış bir yüksek verim sistemi. Ama sisteme, istenirse ısının yanında elektrik üretecek sistemlerde eklenebiliyor. Sistem ayrıca U/Pu yakıt döngülerini de kullanabilecek kadar esnek ve atık miktarını önemli ölçüde azaltıyor. Ayrıca, yüksek sıcaklıkta çalışan gaz soğutmalı modüler reaktörlerin taşıdığı güvenlik mekanizmalarını da taşıyor.
Kaynak : Bilim ve Teknik Dergisinin eki olan Yeni Ufuklara ekinin Ağustos-2004 sayından alınmıştır.


Sodyum-Soğutmalı Hızlı Reaktör Sistemi

Sodium-Cooled Fast  Reactor System - SFR 
Hızlı spektruma sahip sodyum soğutmalı bir reaktör ve kapalı yakıt devresinden oluşuyor. Aktinidlerin kontrolü ve üretken uranyumun çevrimi için uygun. Yakıt döngüsü, iki seçenekle aktinidleri yeniden işliyor. Birinci seçenek, uranyum-plütonyum-küçük aktinid-zirkon metal bileşimi yakıtla çalışan ve reaktörle entegre edilmiş bölmelerde pirometalurjik süreçlere dayanan bir yakıt döngüsüyle desteklenen 150 –500 megawatt arası güç üretmek için tasarlanmış orta ölçekte bir reaktör. ‹kinci seçenekse, birden çok reaktöre hizmet veren ileri sıvı işleme süreçleriyle çalışan merkezi bir yakıt döngüsüyle desteklenen, yakıt olarak uranyum-plütonyum oksitlerinin karışımını kullanan, sodyum soğutmalı, orta-yüksek ölçekli (500-1500 megawatt) bir reaktör. Her iki tipte reaktörün soğutucu çıkış sıcaklığı 550°C. SFR, başta plütonyum ve diğer aktinidler olmak üzere yüksek düzeyde radyoaktif atıkların yok edilmesi ya da azaltılması için geliştirilmiş bir tasarım. Sistemin önemli güvenlik avantajları arasında; uzun bir termal tepki süresi, soğutucunun kaynama noktasına varmasını önleyecek bir çalışma sıcaklığı, atmosfer basıncı civarında çalışan bir ana sistem ve ana sistemdeki radyoaktif sodyum ile güç üreticisindeki su ve buhar arasında dolanan bir ara sodyum sistemi sayılabilir. Yatırım maliyetini düşürecek yeniliklerle, sistem elektrik üretimi için pazar bulabilir görünüyor. SFR’nin hızlı spektrumu, (seyreltilmiş uranyum da dahil) mevcut parçalanabilir ya da üretken yakıtları, tek kullanımlı yakıt döngülerine sahip termal spektrum gaz reaktörlerine kıyasla çok daha verimli kullanma olanağı sağlıyor.
Kaynak : Bilim ve Teknik Dergisinin eki olan Yeni Ufuklara ekinin Ağustos-2004 sayından alınmıştır.

Eriyik Tuz Reaktör Sistemi


Molten Salt Reactor System – MSR
Sistem içinde dolaşan eriyik tuz karışımıyla beslenen bir ‘termal üstü spektrum’ (epitermal) reaktörüyle (aşağıdaki şekil) nükleer güç üretmek için tasarlanmış. Sistem aktinidleri tümüyle yeniden işleyen bir yakıt döngüsü içeriyor. MSR sisteminde kullanılan yakıt, sürekli dolanan sodyum ile, zirkon ve uranyum şoridlerinden oluşan bir karışım. Eriyik tuz yakıtı kalp içindeki grafit kanallardan geçerek epitermal bir spektruma yol açıyor. Eriyik tuzda oluşan ısı, bir ara ısı değiştir geciyle ikincil bir soğutma sistemine, daha sonra da üçüncü bir ısı değiştir geciyle güç çevrim sistemine aktarılıyor. Güç santrali 100 megawatt güç üretim kapasitesine sahip. Sistem, istenirse 800°C’ye kadar yükseltilebilen, 700°C’lik bir soğutucu çıkış sıcaklığıyla çalışıyor. Kapalı yakıt döngüsü, plütonyum ya da küçük aktinidlerin etkin biçimde yakılması için de ayarlanabiliyor. MSR’nin sıvı yakıtı, plütonyum gibi aktinidlerin eklenmesine uygun ve yakıtın fabrikada yapımına gerek bırakmıyor. Aktinidler ve parçalanma ürünlerinin büyük çoğunluğu, sıvı soğutucu içinde şoridler oluşturuyor. Erimiş şorid tuzları, mükemmel ısı transfer yeteneğine sahiptir. Ayrı ca bunların düşük buhar basınçları, reaktör kabı ve borulardaki gerilim düzeylerini de azaltıyor.
Kaynak : Bilim ve Teknik Dergisinin eki olan Yeni Ufuklara ekinin Ağustos-2004 sayından alınmıştır.

Kurşun Soğutmalı Hızlı Reaktör Sistemi

Üretken uranyumun işlenmesi ve aktinidlerin etkin biçimde azaltılması için hızlı-spektrumlu, kurşun ya da kurşun/bizmut ve yüksek erime yetenekli metalle soğutulan bir reaktörle, kapalı bir yakıt döngüsünden oluşuyor. Sistem, merkezi ya da yerel yakıt döngü tesisleriyle aktinidlerin tümüyle yeniden işlenmesini sağlayan bir yakıt döngüsüne sahip. Reaktörler, isteme bağlı olarak 50-150 megawatt’lık, uzun süre yeni yakıt gerektirmeyen bir güç kaynağı, 300-400 megawatt gücünde bir modüler sistem (şekilde) ya da tek üniteli 1200 megawatt’lık büyük bir santral olarak inşa edilebiliyor. Üretken uranyum ya da transuranik elementler içeren yakıt, metal ya da nitrid temelli olabilir. LFR, doğal konveksiyon yoluyla soğuyor. Soğutucunun 550 °C olan reaktör çıkış sıcaklığı, daha ileri teknolojideki malzeme kullanımıyla 800 °C’ye kadar yükselebilir. Yüksek sıcaklık hidrojenin termokimyasal yoldan eldesi için gereklidir. LFR güç kaynağıysa, çok uzun yakıt yenileme aralıklarıyla (15-20 yıl) ve kapalı bir yakıt döngüsüyle çalışan, bir kaset kalp ya da yenilenebilir. reaktör modülüne sahip bir güç üretim düzeneği. Performans özellikleri; küçük ağlara elektrik üretimine yönelik olması, ya da nükleer enerji sistemlerinde entegre bir yakıt döngü altyapısı da kurmak istemeyen gelişme yolundaki ülkelerin gereksinmelerine yanıt vermek üzere tasarlanmış bulunması. Bu güç kaynağı, dağıtım amaçlı elektrik ya da, örneğin hidrojen gibi öteki diğer enerji kaynaklarının veya içme suyunun üretiminde kullanılabilir. 
Kaynak : Bilim ve Teknik Dergisinin eki olan Yeni Ufuklara ekinin Ağustos-2004 sayından alınmıştır.

Gaz-Soğutmalı Hızlı Reaktör Sistemi

Gas-Cooled Fast Reactor System - GFR
Sistem, hızlı nötron spektrumlu helyum soğutmalı bir reaktör ve kapalı yakıt döngüsüne sahip. Termal spektrumlu helyum-soğutmalı reaktörlerde olduğu gibi, soğutucu helyum gazının yüksek çıkış sıcaklığı, elektrik, hidrojen ya da işletme ısısında yüksek verim sağlıyor. Tasarımdaki reaktör, 288 - megawatt’lık bir helyum-soğutmalı sistem. Yüksek termal verim için direkt Brayton döngülü gaz türbini kullanarak 850°C çıkış sıcaklığıyla çalışıyor. Çok yüksek sıcaklıklarda çalışma ve parçalanma ürünlerini etkili biçimde tutma kapasitesine sahip çeşitli yakıt formlarıyla çalışabilir. Örneğin; kompozit seramik yakıt, ileri tasarımda yakıt karşımları, ya da seramikle kaplanmış aktinid bileşimleri gibi. Kalp, prizmatik bloklar ya da iğne veya plaka tabanlı yakıt blokları kullanımına göre tasarlanabilir. Tasarımda ayrıca santral sahasında atık işleme ve yeniden üretme tesisi de bulunuyor. GFR, elektrik üretimi için doğrudan döngülü bir helyum türbini kullanabilir, ya da isteme bağlı olarak, süreç ısısını hidrojenin termokimyasal yolla üretimi için kullanabilir. Hızlı bir spektrum ve aktinidlerin yeniden işlenmesi sayesinde, GFR uzun yarılanma ömürlü nükleer atık üretimini en aza indiren bir tasarım. GFR’nin hızlı spektrumu, (seyreltilmiş uranyum da dahil) mevcut parçalanabilir ya da üretken yakıtları, tek kullanımlı yakıt döngülerine sahip termal spektrum gaz reaktörlerine kıyasla çok daha verimli kullanma olanağı sağlıyor.
Kaynak : Bilim ve Teknik Dergisinin eki olan Yeni Ufuklara ekinin Ağustos-2004 sayından alınmıştır.

3,5 Kuşak: Çakıl Yatağı Reaktörü

Klasik reaktörlerde, uranyumoksit yakıt çubukları, hem nötronları yavaşlatan, hem de reaktör kalbini soğutan su içinde tutuluyor. Çakıl yatağı reaktöründe, uranyumoksit topakçıkları, bilardo topu büyüklüğünde grafitten bir kılıf içine yerleştiriliyor. Bu “çakıl”lar, grafitle çevrelenmiş, helyumla soğutulan reaktör kalbine dolduruluyor. Otomatik sakız makinelerinde olduğu gibi, ortadaki bir kanaldan aşağı düşen yakıt topları, bir boru aracılığıyla tekrar çevrime alınıyor. Bir yakıt topu, bu şekilde üç yıl içinde 10 tur yapabiliyor. Çakıllardan çıkan nötronların ısıttığı helyum gazı, bir türbin aracılığıyla elektrik enerjisine dönüştürülüyor. Tasarımın klasik hafif su reaktörlerine üstünlüğü, kullanılmış yakıtın grafit toplar içinde uzun süre güvenli bir biçimde depolanabilmesi ve yeraltı suyunun aşındırıcı etkilerine karşı, çok daha dirençli olmasıdır.

Kaynak : Bilim ve Teknik Dergisinin eki olan Yeni Ufuklara ekinin Ağustos-2004 sayından alınmıştır.

Reaktördeki Battaniye Yakıt Birimi


Toryum tabanlı nükleer yakıtlar farklı biçimlerde tasarlanabilir. Radkowsky tarafından önerilen bir düzenek, her nükleer yakıt ünitesinin (kareler) uranyumca zengin “tohum” çubuklarıyla bunların etrafına dizilmiş toryumca zengin “battaniye” çubuklarından oluşmasını öngörüyor (üstte). %20 kadarı parçalanabilir U-235 izotopundan oluşan uranyum çevresindeki “doğurgan” toryumu bir başka parçalanabilir uranyum izotopu olan 233u’ya dönüştürüyor. Bir yakıt ünitesi içinde bu şekilde farklı yakıtlar kullanmak bir nükleer reaktörde yakıt değiştirme işlemini karmaşıklaştırıyor. Çünkü tohum çubuklarının, battaniye  çubuklarına kıyasla çok daha sık değiştirilmesi gerekiyor. Bölünmemiş ünite tohum ve battaniye kalbi denen alternatif yaklaşım (altta), yalnızca zenginleştirilmiş uranyum dolu tohum çubukları ve toryum tabanlı yakıt doldurulmuş battaniye çubuklarını yan yana kullanıyor. Bu yakıt ünitelerinin yerleri belirli aralıklarla kolayca değiştirilebiliyor ve çubuklar vakti geldiğinde aynı kolaylıkla kalpten çıkarılıp yerlerine yenileri konuyor.
Kaynak : Yeni Ufuklara, Bilim ve Teknik Dergisinin Eki Sayfa 11 Ağustos-2004 sayılı 

Enerji Yükselteci


Toryum-232 tabanlı yakıt kullanımıyla elde edilen parçalanabilir uranyum-233’ün güç üretimi için taflıdığı avantajların çekiciliği karşısında, Carlo Rubbia adında bir fizikçi, toryum temelli ve kendi adıyla anılan bir enerji santralı tasarımı geliştirmiş. Bu tasarımda Th-232, nötron yerine yüksek enerjili proton bombardımanıyla U-233’e dönüştürülüyor:
90Th232 + 1p1 _ 91Pa233 _ 92U233 + -1_0
Tabii bir de, ortaya çıkan U-233’ü fisyona uğratacak nötronlar lazım. Rubbia’nı n tasarımı bunu, hiç değilse başlangıçta, kurşun gibi ağır çekirdeklerin, yine protonlarla bombardımanı sonucu parçalanarak nötron üretmesi temelinden yararlanarak başarmayı hedefliyor. Buna ‘primerleme’ deniyor ve proton ışını kesildiğinde, ortada dolaşan nötronlardan bazıları Th-232 çekirdekleri tarafından yutularak bunları U-233’e dönüştürürken, diğer bazıları mevcut U-233’lere çarparak bunların fisyonuna yol açıyor. Ancak U-233 fisyonundan;
92U233 + 0n1 _ fisyon ürünleri + 2 0n1

6.09.2012

Nükleer Atıklar Hakkında

Nükleer teknik, nükleer tıp, endüstri ve araştırma merkezleri gibi, iyonlayıcı ışınlarla çalışmaların yapıldığı yerlerde ortaya çıkan ve artık kullanılamayan maddeler ‘radyoaktif atıklar’ adını alıyorlar. Bunların yaydığı ışınlardan insanların zarar görmemesi için güvenli bir şekilde etkisiz duruma sokulması gerekiyor. Radyoaktif atıklar radyoaktivitelerine ve radyasyon fiziği kurallarına göre plastik torbalı özel atık kutularında, varillerde toplanıyor, arındırma ya da depolama yerlerine ‘kapalı varillerde’ sızdırma ve saçılmaya karşı ve başka ilgili tüm güvenlik önlemleri alınarak yollanıyor.

Sicim Kuramları Hakkında

Şu anda sahip olduğumuz parçacık fiziği kuramlarımızın belki de en radikal alternatifi sicim kuramlarıdır. Diğer bütün kuramlarda, temel parçacıklarımız hep matematiksel bir nokta olarak betimlenirler. Oysa sicim kuramları, en temel parçacığın bir sicim olduğunu, ve gözlemlediğimiz bütün diğer parçacıkların, bu sicimin açık ya da kapalı durumlarında farklı titreşimlerine karşılık geldiğini ön görür.
Nasıl ki bir keman telinin farklı titreşimleri farklı notaları ortaya çıkarıyorsa, bu temel sicimin de farklı titreşimleri de farklı parçacıklara karşılık gelmektedir. Bu sicimin uzunluğu ise yaklaşık olarak 10-35 metredir. Sicim kuramlarının en büyük başarılarından biri, belli oranda kütle çekim kuvvetini de içermeleridir. İlk yazılan sicim kuramı, sadece bozonları içerir. Bu teorinin tutarlı olabilmesi için de uzayın üç boyutlu değil, toplam 26 boyutlu olması gerekir. Daha sonra, bu bozonik teorinin süpersimetrik versiyonu yazıldığında, bu yeni teorinin tutarlılığı, uzayın 26 değil, 10 boyutlu olmasını gerektirir.

5.09.2012

Teknikolor

Higgs bozonu diye temel bir parçacığın hiç bir zaman gözlemlenememesi olasılığına karşılık, temel bir Higgs parçacığı içermeyen modeller de vardır. bu modellerden bir grup Teknikolor kuramları olarak anılır.
Teknikolor kuramlarındaki genel fikir, Higgs diye temel bir parçacığımız olmasa da, Higgs gibi davranan, daha temel parçacıklardan oluşan parçacıkların olduğudur. Bu parçacıkları birbirine bağlayan kuvveteyse teknikolor kuvveti adı verilir. Bu kuvvet, Standart Model’deki şiddetli kuvvete çok benzemekle beraber, ondan çok daha kuvvetlidir. Bu kuvveti hisseden temel parçacıkların ne olduğuysa modelden modele değişmektedir.
Kaynak: Bilim Teknik -Yeni Ufuklara Nisan 2007 sayfa 13

Süpersimetri Hakkında

Süpersimetriye göre, her fermiyona karşılık bir bozon ve her bozona karşılık da bir fermiyon vardır. Standart Model’deki her kuarka, bir tane spini sıfır olan bir skuark, her leptona spini sıfır bir slepton, her W, Z, foton ve gluona karşılık da spini 1/2 olan bir gaugino karşılık gelir. Standart Model’in süpersimetrik versiyonunu yazmak için, tek bir Higgs bozonu yetmez, bunun yerine toplam 5 tane Higgs bozonu ve her birine karşılık spini 1/2 olan Higgsino karşılık gelir. Bu süpersimetrik eşlerin en önemli özelliklerinden biri de eş fermiyon ve bozonların aynı kütleye sahip olmalarıdır. 
Göründüğü gibi Standart Model’in süpersimetrik versiyonu pek çok yeni parçacık içeriyor. Peki bu parçacı klar nerede? flimdiye kadar yapılan deneylerde, bu parçacıkları gözlemleme çalışmaları hep başarısız oldu. En basitinden kütlesi elektronun kütlesine eşit olan bir bozon, hiç bir deneyde gözlemlenemedi. Süpersimetrik eşlerin gözlemlenememesiyle ilgili bildiğimiz tek açıklama süpersimetrik eşlerin kütlelerinin şimdiye kadar yapılan deneylerde üretilemeyecek kadar ağır olmalarıdır. Buysa bize süpersimetrinin, gözlemlediğimiz evrende tam bir simetri olmadığını, bir başka deyişle, süpersimetrinin kırılmış olduğunu göstermektedir. Süpersimetrinin nasıl kırıldığıysa tam olarak henüz anlaşılamadı. Farklı simetri kırılma mekanizmaları, farklı sonuçlar doğurmaktadır.

Evren’in Kısa Tarihi

Kuantuam Kütleçekim (t < 10-45 s: Büyük Patlama)

 Kütleçekim ayrılıyor. Elektromanyetik, zayıf ve şiddetli çekirdek kuvvetleri bir bütün olarak duruyorlar (Büyük Birleşim)
Evren, sonsuz bir enerji yoğunluğundaki tek bir noktadan başlayarak hızla genişllemeye başlıyor.
t = 10-43 s, 1032K (1019 GeV, 10-34m):
Kütleçekim "donuyor" Başlangıçta tüm madde parçacıklarıyla kuvvet taşıyıcı parçacıklar, bir termal denge içindeler (aynı oranda oluşup yok oluyorlar). Bu parçacıklar, (yani madde) fotonlarla (yani ışınımla) bir arada, ayrışmamış aynı "çorba" içinde bulunuyorlar.
Bir "faz geçişi" sonucu, kütleçekim, elektromanyetik, zayıf ve şiddetli çekirdek kuvvetlerinden ayrılarak, bağımsız bir kuvvet olarak "donuyor". Öteki üç kuvvet, kuark ve leptonlar üzerindeki etkileri bakımından birbirlerinden farksız. Kütleçekiminin ayrılması, temel kuvvetler arasındaki ilk simetri bozulmasıdır.

1.09.2012

Gazi Fbe 2012-2013 Güz Dönemine Ait Akademik Takvimi


Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü 
2012 - 2013 Eğitim - Öğretim Yılı Akademik Takvimi

I. YarıYıl- Güz

10.09.2012 - 14.09.2012
        Yeni kazanan Öğrenciler İçin Kesin Kayıt
17.09.2012 - 19.09.2012
       Ders Kayıtları
20.09.2012 - 21.09.2012
      Danışman Onayı
24.09.2012
       Derslerin Başlaması
04.10.2012 - 05.10.2012
       Mazeretli Geç Ders Kayıtları
04.10.2012 - 05.10.2012
       Ders Ekleme Bırakma
09.10.2012
  Danışman ve Anabilim Dalı Başkanlığınca İmzalanan Ders Kayıt Formlarının Enstitüye Gönderilmesi İçin Son Gün

Wolfram Mathematica Programında Kalp Çizmek

Making the world’s knowledge computable Wolfram
Alpha introduces a fundamentally new way to get knowledge and answers— not by searching the web, but by doing dynamic computations based on a vast collection of built-in data, algorithms, and methods.
Mathematica, Wolfram Research tarafından üretilmiş olan, tanınmış bir simgesel matematik yazılımıdır. "Kernel-front end" mantığında çalışır. Çizeysel arayüzlüdür ve denklem girmesi kolaydır. Matematiksel her türlü hesaplamalar yapan genel bir sistem olan mathematica sayısal işlemler yapan bir hesap makinesi gibi de algılanabilir. Bunun yanında sembolik hesaplamalar ve grafik nesneler ile de çalışır. Basic, fortran, pascal ve c programlama dilleriyle de temelde benzerlik taşımaktadır.

Kalpler: 
Aşağıdaki kodu Programa yaz.

Plot[{Sqrt[Cos[x]] Sin[300 x] + Sqrt[Abs[x]] - 0.5 (4 - x x)^0.01, 
  Sqrt[6 - x x] - Sqrt[6 - x x]}, {x, -6, 5}]  
Sonra Shift+Enter tuşuna basınız

29.08.2012

Ritmo Mundo’s Reflex watch takes a trip back in time

Children of the late ‘80s and early ‘90s will likely remember the craze that was slap bracelets, those oh-so-trendy fashion accessories whose stainless steel spring bands allowed them to wrap around a wrist with a simple slap. Ritmo Mundo has brought back the slap bracelet and added some extra functionality with its Reflex watch that lets you know just how far gone that misspent youth is.

Gnarboard electric skateboard takes on a C5 Corvette

When we first took a look at the Gnarboards Trail Rider electric skateboard a couple of months ago, we likened it to a “Ferrari for your feet” due to it boasting a power-to-weight ratio that would put many cars to shame. But rather than a Ferrari, Gnarboards creator Joshua Tulberg has pitted his invention against another vehicle to demonstrate its power and speed – a C5 Corvette
While the drag races were only over a distance of 75 feet (22.8 m), they served Tulberg’s goal of proving the Trail Rider’s ability to go from 0 to 28 mph (45 km/h) in under two seconds (1.9 seconds to be exact). With four 850 W electric motors providing 3.4 kW of power (16.5 kW peak power) and instant torque, the 4WD Trail Rider reaches its 28 mph maximum speed before the finish line, which allowed the Corvette to catch up and saw the series of races ultimately ending in a tie.

28.08.2012

Müjde: Üniversite Harçları Kaldırıldı

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, öğrenci harçlarının kaldırıldığını açıkladı.
Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Toplantı sonrasında ''müjde'' olarak açıklamak istediğini belirten Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın üniversite öğrencileri için harçların kaldırılacağı müjdesinin, bugün bir kararnameyle gerçekleştirildiğini belirtti.

27.08.2012

Neil Armstrong öldü

Ay'a ilk ayak basan insan olarak tarihe geçen ABD'li astronot ve bilim insanı Neil Armstrong, 82 yaşında yaşamını yitirdi.
Armstrong'un ailesi tarafından yapılan açıklamada ağustos ayı başında kalp ameliyatı geçiren astronotun bazı komplikasyonlar nedeniyle öldüğü belirtildi.
Apollo 11 Armstrong'un son görevi oldu. 1971 yılında uzay mühendisliğiyle eğitimi vermek için NASA'dan ayrıldı.
Eşi Carol ile 1999'da evlenen ve Cincinnati kentininin India Hill banliyösünde yaşayan Armstrong, son yıllarda genellikle gözlerden uzak bir hayat sürüyordu. Fotograflar

24.08.2012

Kendinizi Geliştirme Adımları


  • İdeal Mesleğinizi Seçin
    İnsan için idealler, gemi yelkenler gibidir.
  • Kitaplarla Bağınızı Koparmayın
    Dünyada kazanılması ve kaybedilmesi en zor şey alışkanlıktır.
  • Spor Daima Hayatınızda Olsun
    Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.
  • Üretkenliğinizi Geliştirin
    Evrende geliştirebileceğinizden emin olabileceğiniz tek bir nokta vardır; KendinizAldous Huxley
  • Anlatım Yeteneğinizi Artırın
    Keskin dil, sürekli kullanmayla keskinleşen tek alettirWashington Irwing

22.08.2012

Cut the Rope: Canavar Besleme Oyunu

Cut the Rope Oyna – Angry birds dalgası gibi telefonlarla başlayan bu oyun herkesi etkisi altına almaya devam ediyor. İsminin farklı söylenmesinden kaynaklı tanıtım sıkıntıları çeken bu oyun Türkiye de yakın zamanda adını söz ettireceğe benziyor. Hadi pandalara ve kurbağalara topları yedirin....

21.08.2012

McAfee Program Facebooktaki Fotoları Korunması Artırdı.

Tatil fotoğraflarını, kedi resimlerini ve çocuklarınızın marifetlerini, güllü dallı resimlerin üzerine yazılmış şiir ve özlü sözleri arkadaşlarınızla Facebook üzerinden paylaşmak son derece pratik ve kolay. Ancak bu fotoğraflar, özellikle de kişisel olanlar Facebook üzerinde kötü niyetli kimselerin de kullanımına ve indirmesine açıktır. Bilgisayarınızı virüs ve internet saldırılarına karşı koruyan McAfee şimdi sosyal ağlarda da korunmanız için yeni bir Facebook uygulaması geliştirdiğini duyurdu.
McAfee tarafından geliştirilen Social Protection (Sosyal Koruma) uygulaması kullanıcılara Facebook üzerinden hangi arkadaşlarının resimleri görmesine izin verdiğini belirleme imkanı veriyor.

20.08.2012

Bilgi: Elmas Yapımı

Elmaslar nadir bulunan kristallerdir. Dünyadaki en sert maddedir. Uzmanlar taşın parlaklığını maksimum seviye getirmek için elması keserler. Bu elmasın güzelliğini ve değerini artırır. Elmaslar çeşitli renklerde olurlar. Mücevher için çoğunlukla beyaz kullanılır.

İlk başta daha büyük ve pütürlü bir taştır. Hedef ise değerini düşürecek bir kusur aratmadan içinden mümkün olduğunca büyük bir elmas çıkarabilmektedir. Usta elmas kesicileri bu hassas işlemi yapmak için taşı 10 kat büyüten büyüteçler kullanıyor.
 Bu bilgi  bu web sayfasında alındı.

Bilgi: Flash Bellekten Windows Xp Nasıl Kurulur


Bilgisayarınza CD ve DVD kullanmandan WinToFlash adlı program ile kolayca Windows XP kurabilirsiniz. Bunun için öncelikle bir usb flash belleğe, WinXP kurulum dosyalarına ve WinTo Flash programına ihtiyacınız var. WinToFlash Programı bilgisayarınıza indirerk kurun. Programı çalıştırın ve ardından menüden "Task" tıklayın ve"Create" düğmesine tıklayın.

Güneş Enerji Üretimi Hakkında

Silikon kristallerden üretilmiş mavi plakalar modüllerdir. Güneş panelleri bu modüllerin bir araya getirilmesi ile oluşturulur. Her modüle birleştirilebilmek için lehim pastası ve lehim uygulanır. Lehimleme işlemi biten modüller özel konteynırlara yerleştirilirler. 60 derece suyun içerine koyulan modüller ultrasonik temizleme işlemine tabi tutulurlar. Mükemmel temizlenen ve kuruyan modüller birleştirilmeye hazırdır. Modüller büyük bir dikkatle birbirlerine seri olarak lehimlenir.

Fiber Optik Kablo Yapı Hakkında Bilgi

Bir optik lifin yapılışı geniş cam bir tüple başlar. Öncelikle ambalajlar açılır. Sonra aşındırıcı hidroklorik asit banyosuna yatırılır. Bu işlem yağlı tortuları ve kirleri ortadan kaldırır. Sonra tüplerin her biri diplerinden torno tezgağına yerleştirilir.. Aşağındaki kaynak linkte metin olarak devamı yazıyor.

Dünyanın Manyetik Alan Geçişleri Hakkında

Iowa Üniversitesi'nde, NASA’nın sponsoru olduğu bir araştırmacı Dünya yakınlarında gizlenmiş olan manyetik geçitleri bulabilme adına, uzay araçları için bir yöntem geliştirdi. Fizikçi Jack Scudder: “Bu noktalara X-noktaları ya da elektron çözülme alanları diyoruz. Dünya’nın manyetik alanıyla, güneşin manyetik alanının bağlandığı bu noktalar gezegenimizden, Güneş'in atmosferine uzanan 93 milyon mil uzağa kesintisiz bir yol oluşturuyor.”
Magnetic Portals between Earth and Sun (Video in English)

Su Damlası - Kademeli Kaynaşma (Coalescence Cascade)

Bir sıvı damlası kendiyle aynı cinsten bir sıvı birikintisine düşük hızda çarptığı zaman damlanın altında ince bir hava katmanı sıkışır. Bu ince hava katmanı bazen damlanın birikintiye anında karışmasını önler ve damlayı yavaşlatır. Hava katmanı çekildiği anda ise birikintinin yüzey gerilimi damla kütlesinin bir kısmını içine çekerken geri kalan kısmını dışarı atar. Damlanın dışarı atılan kısmı aynı hareketleri tekrarlamaya devam eder ve giderek küçülür. En sonunda sıvı birikintisinin yüzey gerilimi düşen damlanın tamamını içine alabilecek duruma gelir ve hareket son bulur.

Sudan Buza Geçerken Genleşme Sonucu

Aşağıdaki videoda tamamen kapalı bir kap içerisinde dondurulmaya çalışılan su moleküllerinin buna nasıl tepki verdiğini görebilirsiniz. Görüntülerde giderek soğutulan suyun yarattığı basınca ne plastik ne de demir borunun dayanamadığını görüyorsunuz. Peki bir miktar suyu alarak 6 inç kalınlığında, paslanmaz çelikten yapılmış çok sağlam bir borunun içine koyarsanız ve üzerine sıvı nitrojen dökmeye başlarsanız ne olur?

Crysis 3 Hakkında - Pc Oyunu

Oyunun yapımcısı Crytek ve dağıtıcısı Electronic Arts 16 Nisan'da yaptıkları açıklama ile Crysis 3'ü resmi olarak duyurdu ve çıkış tarihi olarak 2013'ü verdi. 
Prophet isimli karakterle yeniden New York'a döneceğimiz oyun 2047 yılında geçiyor ve bizleri artık ormanlarla, nehirlele kaplanmış ve harabeye dönmüş bir New York bekliyor. Böylece ilk oyundaki orman ve ikinci oyundaki şehir temaları bu oyunda birleştirilmiş oluyor.

Crysis 2 Hakkında - PC Oyunu

Crysis 3'ün ekran görüntüsü ve videolarının yayınlandığı şu günlere Crysis'le henüz tanışmamış olanlar için Crysis 2'nin incelemesini yapalım.
Almanya'da yaşayan bir bir türk olan Cevat Yerli'nin kurduğu Crytek, ilk oyunları Far Cry'dan bu yana çıtayı düşürmeden yoluna devam ediyor. Yapımcının türk olması sayesinde, Crysis ve Crysis: Warhead'i Türkçe seslendirmeli olarak oynayabilmiştik. Crysis 2'de de aynı şekilde profesyonel seslendirme ekibinin hazırladığı Türkçe seslendirmelerle bir oyun oynama ayrıcalığına sahibiz.

Philips'in Ekonomik ve Uzun Ömürü Led Ampulü


Philips'in ürettiği bu LED ampul, Amerika Enerji Bakanlığı'nın 60 Watt'lık klasik ampulun yerine daha verimli bir ampul yapılmasını belirten Bright Tomorrow (Aydınlık Yarınlar) yarışmasında birinci gelmişti.

Gelecekteki Akıllı Camların Videoları

Camın hakimiyetinde nasıl bir yakın geleceğin bizleri beklediğine dair harika bir fütüristik kurgu videosudur. 

3,2 GigaPikseli Büyük Teleskop

Büyük Sinoptik Gözlem Teleskobu için geliştirilen kamera, bütün uzay meraklıları için heyecan verici bir haber. Bittiğinde, bu kamera yapılmış olan en büyük dijital kamera olacak ve her hafta bütün görünür gökyüzünü kaydedebilecek.
Gökyüzü büyük bir yer ve bu yüzden büyük bir kameraya ihtiyaç var; söz konusu kamera gerçekten devasa denebilir. Henüz fark etmediyseniz, yukarıdaki resimde kamera ile yanında ayakta duran bir insan görünüyor; bu kameranın boyutu bir araba kadar. Algılayıcı 3.200 megapiksel (veya 3,2 gigapiksel) kalitede ancak gigapan olarak bilinen robotik kamera teknolojisi burada yok.

17.08.2012

JoyGame

2009 Joygame Interactive Services LTD - KKTC®'nin tescilli markasıdır. Her hakkı saklıdır.
2009 yılında kurulan Joygame, sıkı ve disiplinli bir çalışmayla kısa bir sürede büyüyerek birçok uluslararası MMO (Massive Multiplayer Online / çoklu oyunculu çevrim içi oyun) şirketinin, Türkiye dağıtıcısı, satıcısı, yayımcısı ve medya ortağı olmuştur. SHR, Türkiye'nin oyun sektörüne yatırım yapan ilk ve en büyük firmalarından biridir. JoyGame

Yandex Reklam Ücretsiz Destek Sitesi

Yandex’in Türk kullanıcılara sunduğu son yenilikse “Yandex.Direct”. Yandex’in arama motoru reklamcılığı hizmetini ifade eden uygulama, anahtar kelime tabanlı ve tıklama başına fiyata dayalı açık artırma modeline göre çalışıyor.
Reklam verenlerin önceden belirlemiş olduğu anahtar kelimelerle uyuşan arama sorgularına yanıt olarak, arama sonuçları sayfasında gösteriliyor. Tıklama başına fiyata dayalı açık artırma modeline göre çalışan sistem sayesinde reklamverenler, kendi web sayfalarına yapılan her tekil kullanıcı ziyareti için uygulanacak birim fiyata kendileri karar verebiliyor. Reklamların Yandex arama sonuçları sayfasındaki konumları, birim fiyatlarıyla doğrudan orantılı olarak belirleniyor: Birim fiyatı ne kadar yüksekse, reklamın konumu da o kadar yüksek oluyor. 

Küresel Küçük Silah Alış-Veriş Trafiği (1992-2010)

Google, küçük silah ve cephaneliklerin dünya çapındaki ihracat ve ithalatını gösteren etkileşimli bir web sayfası hazırladı. Açık kaynak kodlu WebGL’i kullanan grafik, ülkelerin tabanca, tüfek ve hafif makineli silahlar gibi hafif silah ve cephane ithalat ve ihracatını gösteriyor.
Sadece Chrome’da çalışan grafikte ABD’nin oldukça etkin olduğu gözleniyor: Ülke, 2010′da 995.769.657 milyon dolarlık cephane ithal ederken 606.577.243 milyon dolarlık cephane ihraç etmiş. Ülkenin 1992′deki ithalatı 272.612.334 dolar, ihracatı ise 455.520.281 dolar.

Türkiyedeki İnternet Artışta

TÜİK’in yayınladığı Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması sonuçlarına göre, Türkiye genelinde evden internet erişimine haiz olanların oranı yüzde 47,2. Geçtiğimiz yıla göre yaklaşık 4,5 puanlık bir artış gösteren erişim oranının yanında, internete erişim ihtiyacı duymadığını söyleyen hane oranı ise yüzde 27,6 olarak gerçekleşti.
Kentlerde internete erişim hane oranı yüzde 55,5 olarak gerçekleşirken, kırsalda bu oran yüzde 27,3 oldu. Marmara ve Batı Anadolu bölgelerinde internet erişimi olan hane oranının Türkiye ortalamasının üzerinde gerçekleştiği belirlendi.

Biyometrik Verilerinizi Koruyun (Facebook ve Sosyal Medyadan)

Almanya’daki veri koruma yetkilileri, yüz tanıma teknoloji nedeniyle Facebook hakkında soruşturma başlatıldığını açıkladı.
Alman veri koruma otoritesi, Facebook’un yüz tanıma teknolojisi konusunda yeniden soruşturma açma gereği duyulduğunu duyurdu. Hamburg veri koruma ajansı tarafından hazırlanan dosyada, Facebook’un fotoğraf etiketleme önerisi sağlayan özelliği masaya yatırıldı.
Yüklenen fotoğrafları doğrudan analiz ederek site üyeleriyle eşleştiren uygulama nedeniyle İrlanda’da yasaklanan sistem, Facebook ile görüşmeler süresince Almanya’da da yasaklandı. Veri koruma ve bilgi özgürlüğü konularıyla ilgilenen Hamburg komisyoneri Prof. Dr. Johannes Caspar, soruşturmanın açılmasına öncülük eden kişi oldu.

HEVC - Videoların Boyutunu Küçültüyor

Hali hazırdaki video formatına göre 2 kat daha verimli olması beklenen yeni format“High Efficiency Video Coding” kısaca HEVC, normal videoların yarısı kadar yer kaplayacak olmasına rağmen, videoların kalitesinde düşüş yaşanmayacaktır.Geliştirilen yeni video standartı bu sorunlara dur diyecek gibi görünüyor.
Ericsson Araştırma Birimi Görsel Teknolojiler Müdürü Per Fröjdh, yeni formatın 2013 yılından itibaren kullanıma sunulabileceğini belirtti. Yeni formatın hali hazırdaki video kalitesini korumasına karşın, “kota dostu” olacağının altını çizdi. Fröjdh, hangi ürünlerin bu formatı destekleyeceği konusundaysa bilgi vermekten kaçındı.

Orada kimse var mi - Earth Quaken - Deprem Programı

Avea’nın, deprem felaketlerinde hayat kurtarılmasına katkı sağlamak amacıyla geliştirdiği “Orada Kimse Var mı?” mobil uygulaması 4 ayda 9 bin kişiye ulaştı.
Android telefonlar için Google Play’den ücretsiz olarak indirilebilen uygulama; olası bir deprem anında arama kurtarma ekiplerinin, enkaz altında kalan kişinin yerini anında tespit ederek, kurtarma çalışmalarını hiç vakit kaybetmeden başlatmasına katkı sağlıyor. Aynı süre zarfında daha çok insana ulaşılarak, daha fazla hayatın kurtarılmasına ve enkaz altındaki kişinin kurtulma umudunu kaybetmeyerek hayata bağlanmasında da önemli rol oynuyor. Sosyal medya ile entegrasyonu da sağlanan uygulamayla kullanıcıların deprem anında hayatta olduklarına dair gönderdikleri mesajlar eş zamanlı olarak Facebook ve Twitter hesapları üzerinden de görülebiliyor.